PEO Genel Sekreteri
Pambis Kiritsis tarafından yapılan konuşma
Pervolya, 8-9 Eylül
2012
PEO adına öncelikle iki toplumlu bu iki günlük etkinliği düzenleme
inisiyatifini üstlenen PEO ve DEV-İŞ Emekçi Kadın Büroları’nı tebrik etmek
istiyorum.
Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk emekçilerin ortak faaliyetlerinin daha da fazla
gelişmesine ve ülkemizin yeniden birleşmesi mücadelesine katkıda bulunan ve
altı yıldan beridir sürekli olarak gerçekleştirilen bu etkinlik, Kıbrıs ilerici
kadın sendikal hareketinin başarılı bir faaliyeti olarak haklı bir biçimde
kurumsallaşmıştır.
Emekçi kadınların kurtuluşu ile eşitlik konularının öne çıkarılması ve
kadınların toplum içinde eşitliğini güvence altına alan koşulların yaratılması,
mücadelelerimizin her zaman en önemli öncelikleri arasındadır.
Kadınları ilgilendiren meselelerin sendikal hareket açısından öneminin yanı
sıra, bu etkinliğin aynı zamanda siyasi ve sosyal bir boyutu da vardır.
Verdiğimiz mücadeleler yoğun bir siyasi ve sınıfsal içeriğe sahiptir.
Bu ortak etkinlikler aracılığıyla, çalışanların haklarını savunmak için her
iki toplumda da ortak faaliyetlerimizle barış ve ülkemizin yeniden birleşmesi
yönündeki çabalarımızı ve emekçiler açısından daha iyi ve daha adil bir topluma
ulaşma yönündeki günlük sosyal mücadelelerimizi güçlendiriyoruz.
Bu çerçevede, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için, barış için, kadınların
eşitliğine saygılı ekonomik ve sosyal gelişme koşullarını yaratan bir gelecek
için ortak mücadele konularında son yıllarda PEO ve DEV-İŞ Kadın Büroları’nın
gerçekleştirdikleri etkinliklerin ve faaliyetlerin yoğunlaşmasından duyduğumuz
memnuniyeti ifade etmek istiyorum.
8 Mart ortak kutlamaları, işyerlerine birlikte yapılan ziyaretler, diğer
toplumdan emekçi kadınların günlük sorunları hakkında bilgilenme, Dünya Barışı
için Sendikaların Eylem Günü olan 1 Eylül çerçevesinde yapılan etkinlikler ve
benzer faaliyetler barış ve ülkemizin yeniden birleşmesi için PEO ile DEV-İŞ’in
birlikte verdikleri mücadeleye önemli katkılarda bulunmaktadır.
Kıbrıs’ta iki toplumun ilişkileri, dillerindeki, dinlerindeki ve etnik
kökenlerindeki farklılık emperyalizm ve yurdumuzun düşmanları tarafından kendi
çıkarlarına hizmet edecek şekilde istismar edildi kullanıldı. Onlar kendi
emellerine hizmet etmeleri için gerek Helen gerek Türk milliyetçiliğini ve
şovenizmini kullandılar ve kullanmaya devam ediyorlar.
Taksim yanlıları stratejilerinin bir aracı olarak, toplumların bölünmüşlüğünü
ve aralarında sosyal ilişkilerin eksikliğini kullanıyorlar.
Biz taksim ve bölünme ile asla uzlaşmayacağımızı faaliyetlerimizle
kanıtlıyoruz. Yeniden birleşme için mücadeleye devam ediyoruz. Yabancı
orduların varlığından kurtulmuş ortak bir Kıbrıs devletinde barış içinde bir
arada yaşamak için mücadeleye devam ediyoruz.
BM kararlarını, uluslararası hukuku, iki toplum arasındaki doruk
anlaşmalarını, Avrupa ilke ve değerlerini temel alan bir çözüm için mücadeleye
istikrarlı ve kararlı bir biçimde bağlı kalmaya devam ediyoruz. Bugünkü
koşullarda gerçekleştirilebilmesi mümkün tek çözüm olan ve BM’nin ilgili
kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin ve her
toplumun etnik ve dini kimliğine saygının olacağı; tek egemenlikli, tek vatandaşlıklı,
tek uluslararası kimlikli bir devlet çerçevesinde herkesin barış içerisinde
geleceğinin güvence altına alınacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü
için mücadeleye devam ediyoruz.
Halkımızın
bunca eziyeti çekmesine neden olan ve hedef şaşırtan milliyetçi çatışmalar
geride bırakılarak, bu ortak devlette Kıbrıs işçi sınıfı elbette ki daha iyi
koşullarda sosyal ve sınıfsal mücadelelerini sürdürecektir.
Meslektaşlar,
Toplumlararası görüşmelerin içinde bulunduğu durum bizi düşündürmekte ve
özellikle endişelendirmektedir. Görüşmelerin başlamasının umut dolu mesajlar vermesine,
Cumhurbaşkanı Hristofyas ve Mehmet Ali Talat arasındaki görüşmelerde somut
ilerleme kaydedilmesine rağmen, görüşmeler belli bir süredir donup kalmıştır. Statükonun
devam etmesini isteyen, yeniden birleşmeye karşı çıkarak taksim için çalışan
güçlerin, her tür başarı perspektifini sabote etmek için ellerinden geleni
yaptıkları açıkça görülmektedir.
Diyaloğun durgunluktan çıkması ve ilerlemesi için bugüne kadar üzerinde
anlaşmaya varılanlara bağlılık şarttır. Taksim ve iki devlet mantığından uzak
bir şekilde iyi niyet ve siyasi irade gösterilmesi şarttır. Bunlar olmaksızın
ilerleme sağlanması mümkün değildir ve elbette ki bunlarda kim geri adım atarsa
Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler, tüm Kıbrıs halkı karşısında dev bir
sorumluluk üstlenecektir.
PEO ve DEV-İŞ
olarak, biz Dünya Barışı için Sendikaların Eylem Günü 1 Eylül vesilesiyle
yayınladığımız ortak açıklamada da belirttiğimiz gibi, ifade ettiğim
çerçevedeki bir çözüme ulaşma yönündeki çabayı tüm gücümüzle destekleme
sözümüzü tekrar ediyoruz.
Sevgili dostlar,
Dünyanın dört bir yanında çalışanlar kapitalizmin ve onun neoliberal
modelinin dev boyutlardaki küresel krizinin sert ve acı sonuçlarını yaşıyorlar.
Bu kriz özellikle Avrupa’yı ve Avro Bölgesi’ni etkilemiştir.
Çeşitli ülkelerin borç almak için başvuruda bulunma zorunda kaldıkları Avrupa
Birliği’nin ve Uluslararası Para Fonu’nun temsilcileri şunu iyi bilmelidirler
ki önemli olan sermayenin değil, insanların ve sosyal refahın korunmasıdır.
Şüpheli bir ekonomik büyüme adına sert ve tek yanlı kemer sıkma önlemlerinin
dayatılmasıyla yaşam düzeyinin düşürülmesinin Yunanistan’da ve başka ülkelerde
de olduğu gibi insanları mutsuzluğa ve ülkeleri gelişememeye götüren kısır bir
döngüye yol açtığı görülmektedir.
Ülkemize neoliberal bir politikanın dayatılmasının önüne geçmek için biz
tüm gücümüzle mücadele edeceğiz. İnsanların yaşam düzeyini, çalışanların
kazanımlarını ve haklarını koruyacağız.
Bu etkinliği düzenleme inisiyatiflerinden dolayı iki büroyu da bir kez daha tebrik ediyorum. Hem barış ve yeniden birleşme mücadelesinde, hem kadınların eşitliği ve daha iyi bir toplum için günlük sosyal mücadelelerde, ortak mücadele arkadaşlarınız olarak biz her zaman emekçi kadınların yanında olacağız.
Hepinize teşekkür ederim.
Pervolia 2012 Konuşması
Her şeyden önce kardeş örgütümüz
PEO’ya , Gn Sekreteri yoldaşımız Pambis Kyritsis’e bizlere sağladıkları
olanaklardan ötürü teşekkür ederiz.
KTAMS Genel Başkanı Sn. Ahmet
Kaptan’a, KTOEÖS Genel Başkanı Sn. Tahir Gökçebel’i bu etkinliğimizde aramızda
görmekten duyduğumuz memnuniyeti de ayrıca belirtmek isterim.
PEO ve DEV-İŞ Kadın Bürolarına, her
yıl bizlere böylesi bir sosyal dayanışma olanağı yarattıkları için ayrıca
teşekkür ederiz. Perevolia etkinliklerimiz, Emek ve Barış mücadelesinde tüm yıl
boyunca en ön saflarda yer alan kadrolarımız için hakettikleri bir nefes alma
günü niteliği de taşıyor.
Bu gün ve yarın sürecek olan 2
günlük etkinlilerde ben eminim ki kardeş ilişkilerimiz ve dayanışmamız daha da
pekişecek. PEO ve DEV-İŞ’in gerek emek mücadelesinde, gerek ise Kıbrıs’ta
yeniden ortak vatanın kurulması uğruna verdikleri ortak mücadeleye ivme
katacaktır.
Değerli dostlarım; Kıbrıslılar, yüzyıllarca bir arada
birlikte barış içinde yaşadılar. Birlikte çalıştılar, birlikte ürettiler, ayni
kültüre sahip oldular birlikte ortak mücadeleler verdiler. Bu değerlerimizi
yeniden birlikte yaşamak ve yaşatmak için Sendikalarımızın Barış misyonu ile
mücadelelerini sürdürmeleri çok önemlidir. Bunun için uğraşlarımız artarak
devam etmelidir.
Kadın bürolarımızın bu gün
başlayıp yarın da devam edecek olan ortak çalışmalarının ve PEO ile
DEV-İŞ’in programlı bir şekilde sıkça
gerçekleştirdiği ortak faaliyetlerin Kıbrısımızın yeniden birleşmesi,
toplumların yeniden yakınlaşması amacımıza olumlu katkıları olduğu bir
gerçektir.
Bizler mutlaka ki görevimizi
yerine getirme noktasını daha da ileri taşımak için uğraş vermeliyiz. Bu bizim
görevimizdir. Çünkü, Kıbrıs bizim Vatanımızdır. Çünkü, biz Vatanımızı ve
İnsanlarımızı seviyoruz.
Sevgili Dostlar; Kıbrıs Sorununa da
kısaca değinmek istiyorum. Ne yazıktır ki bugün hala ülkemizde bölünmüşlük
devam ediyor ve önümüzde hala zorlu bir süreç var. Tıkanan görüşme sürecinin
yeniden başlamasını ve daha önce yapılan görüşmelerde liderlerin uzlaşıya
vardıkları konulara sadık kalmalarını talep ediyoruz.
Biz Kıbrıslılar bu güne kadar
ülkemizde hep acıları paylaştık. Bu gün ülkemize ait doğal zenginliklerin bile
ortaya çıkması başımıza dert oluyor. İnat politikaları gerginliklere yol
açıyor. Açıkça görülüyor ki Kıbrıs Sorunu siyasi çözüme ulaşmadıkça huzurlu
olmamız mümkün değil. İşte tüm bunlar için bir an önce Kıbrıs sorunu
çözülmelidir. Kıbrıs’ta girilen bu süreçte fanatik
çevrelere kesinlikle taviz vermemeli ve tavır koymalıyız. Bizlerin Barış
istediğimizi ispatlamanın ötesinde, Barışı gerçekleştirmek gibi bir misyonumuz
vardır ve bu boynumuzun borcudur. Bilmeliyiz ki, hiçbir mazaret Barış’ın yerini
alamayacaktır.
Hedefimiz, uluslar arası alanda tek
temsiliyeti, tek yurttaşlığı ve tüm Kıbrıslıların ortak kullanacağı tek
egemenliği olan “Birleşik Federal Kıbrıs”tır. Şimdi artık çözüm için mücadeleyi
yükseltme zamanıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle etkinliğe
katılan herkese, bu iki gün zarfında birfiil görev alıp emek vermiş tüm kadın
arkadaşlarımıza da yeniden teşekkür eder, herkese saygılar sunarım.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου