16 Κasım 2012
Değerli Başkan, Sayın Konuklar, sevgili kardeşlerim,
Kongrenizde bulunmaktan büyük bir onur ve mutluluk
duyduğumu belirterek, DEV-İŞ adına hepinizi en içten yoldaşlık duygularıyla
selamlar,
PASYEK-PEO’nun 25. kongresinin verimli ve başarılı
geçmesini dilerim.
Bildiğiniz gibi DEV-İŞ ve PEO’nun dostluk ve
dayanışması kendi sınıf tarihlerinden gelmektedir. Adamızın tüm Kıbrıslıların
Ortak Vatanı, Demokrasiyi, İnsan haklarını ve emeğin en yüce değer olduğunu
savunan DEV-İŞ ve PEO, çok uzun yıllardan başlayarak ortak mücadele ve kardeşçe
dayanışma içerisinde olmuşlardır. Kıbrıs’ta şovenizmin ve milliyetçiliğin
doruğa çıktığı günlerde bile sendikalarımız, Kıbrıs’ta Federal çözümü ve tüm
emekçilerin hakları için ortak mücadele vermiştir. Bu nedenle PEO’nun Kıbrıslı
Türk işçileri ve DEV-İŞ açısından çok özel bir yeri ve önemi vardır.
DEV-İŞ 1976 yılında kurulduğu zaman, ülkemizin
Kuzeyinde anti demokratik ve faşizan baskılara karşı direnmek zorunda kaldı.
Sınıf ve kitle sendikacılığı ilkeleri ile örgütlenmeye çalıştı. Kıbrıs İşçi
Sınıfının 1948’lerdeki Büyük Maden Direnişlerine 1958’lerde verdiği emek
mücadelelerine sahip çıktı. Onların verdiği onurlu mücadele bizlere ilham
kaynağı oldu. Onların bize bıraktığı düşünce ve ilkeler yolumuzu aydınlattı. Bu
günlere gelmemizde büyük emekleri ve özverileri bulunan tüm İşçi önderlerini
burada saygıyla anmak istiyorum.
Biz Kıbrıslılar savaşların gerçek yüzünü yaşayarak
öğrendik. Bu anlamda Ortadoğu’da ve dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan
savaşların nelere mal olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenlerle insanlık dışı
savaşlara karşı her platformda tepkimizi ortaya koyuyoruz. Çünkü savaşlar
insanlara sadece acı, kan, gözyaşı, göç ve yoksulluk yaşatmıştır.
Dünyamız çelişkiler ve karşıtlıklarla doludur. Bir
yanda yokluk, işsizlik, kitlesel sefalet ve açlıkla mücadele eden milyonlarca
insan, diğer tarafta aşırı tüketim, lüks ve saltanat içinde yaşayan belli bir
azınlık. Bu çelişkilerin tek nedeni Dünya çapında egemen olan güçlerin, Dünya
halklarına dayattıkları “Yeni Dünya Düzeni” diye adlandırdıkları saldırgan,
yayılmacı, sömürücü sistemleridir.
“Yeni Dünya Düzeni” dedikleri aslında kapitalizmin
Neo-Liberal gelişme modeli ile sermayenin dünya çapında yeni egemenliğidir. Bu
egemenlik eşitsizlikleri artıran, çalışanların kazanımlarını ortadan kaldıran,
çalışma yaşamını kuralsızlaştıran ve sosyal devlet anlayışını ortadan kaldıran
politikalardır. Tamda bu nedenle sendikaların Neo Liberal politikaya karşı
dünya çapında, direnmesi ve mücadelesi büyük önem kazanmaktadır.
Kıbrıs konusuna gelince, bilindiği üzere ortak
vatanımız halen bölünmüş durumdadır. Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi adına, bizler
iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı Birleşik Federal Kıbrıs
tezini, her koşulda dile getirdik ve savunduk. Federal Devlet tek egemenliği,
tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği öngören bir yapıda olmalıdır.
Federal çözüm modelini öngören bir anlaşma, Kıbrıslı Türk, Rum tüm toplumların
benimseyeceği ayni zamanda BM Kararlarına ve doruk anlaşmalarına uygun bir
çözüm modelidir. Sendikamız Federal Kıbrıs mücadelesini emek kavgasından
ayırmayarak, emekçilerin kardeşçe, daha özgür, daha adil ve daha refah içinde
yaşayacakları bir düzen için mücadele etmeye devam edecektir.
Değerli yoldaşlar, Genel Kurulunuzun başarılı
geçmesini dilerken, iki halkın yakınlaşması ve ortak vatanımızın yeniden
birleşmesi için, sendikalarımızın tüm emekçileri, ortak sınıf kardeşliği
temelinde kucaklama ve birlikte mücadele etme inancını yeniden teyit ettiğini
vurgular, yeni seçilecek arkadaşlara başarılar dilerim.
Mücadelemiz Kazanana Kadar Sürecek!
YAŞASIN ÇALIŞANLARIN BİRLİĞİ VE DAYANIŞMASI!
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου