POLİTİS gazetesinin bugünkü ana
haberi “Troyka’nın sert tavrı çıkmaza yol açıyor” başlığı altında. Gazeteye
göre, hükümetin kırmızıçizgilerini aşan önerilerde Troyka’nın ısrar etmesi
müzakere sürecini çıkmaza götürüyor. Bu durumu Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas
da doğruladı. Cumhurbaşkanı Troyka’nın ileri sürdüğü koşulların kabulünün çok
zor olduğunu söyledi. Ancak Destek Mekanizması’ndan kaçınmanın mümkün olup
olmadığına ilişkin herhangi bir görüş ortaya koymadı. Elde edilen bilgilere göre,
hükümetin müzakeresine girmeme yönünde karar aldığı konuların tümünde Troyka
geri adım atmamanın yanı sıra tavrını daha da sertleştirmiş durumda. Bu konular
arasında kâr getiren yarıkamusal teşekküllerin özelleştirilmesi de var. Bu
arada Kıbrıs bankalarına ilişkin araştırmalar yapan Pimco şirketinin Aralık
ayında bir ara rapor sunacak olması nedeniyle Troyka’nın adaya gerçekleştirdiği
bu üçüncü ziyaretin bir anlaşmaya varmada son ziyareti olmaması olasılığı da ortaya
çıktı. Böylesi bir durumda Kıbrıs’ın başvurusunun 3 Aralık’ta
gerçekleştirilecek Euro grup toplantısında ele alınması mümkün olamayacak. Kıbrıs’taki
ekonomik kriz Eurogrup’un bugünkü toplantısında da ele alınacak ancak konuyla
ilgili herhangi bir karar alınması söz konusu değil.
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
Eurogrup’un bugün Brüksel’de gerçekleştireceği
toplantısında Yunanistan ekonomisinin karşı karşıya olduğu sorunlar ele
alınacak. Bu toplantıda Yunanistan’ın borç sorununun sürdürülebilirliliği
yöntemleri, Yunanistan’a verilen sürenin uzatılması ve kredinin 31 milyarlık
diliminin serbest bırakılması konularında herhangi bir karar alınması
beklenmiyor. Kıbrıs’la ilgili olarak da müzakerelerde sağlanan ilerleme ve
memorandum konusu görüşülecek olmakla birlikte herhangi bir karar alınmayacak.
Brüksel kaynaklı haberlere göre, Kıbrıs avro açısından Yunanistan gibi bir
sorun olarak algılanmıyor, ama bazı avro ülkeleri Lefkoşa’nın tabu olarak
gördüğü alanlar da dâhil olmak üzere, tüm alanlarda ciddi baskı yapma niyetinde
görünüyorlar ve Kıbrıs’ta ipleri sonuna kadar germekten yanalar. Bu iplerin
kopması durumunda dahi bunun avroya tehlikeli sonuçlar yaratmayacağını
düşünüyorlar. Bu arada Almanya Yunanistan’a karşı eski taktiklerini izlemeye
devam ediyor. Almaya Maliye Bakanı Wolfgang Şoble “Die Welt” gazetesine verdiği
röportajında, Yunanistan’ın yeni kredi dilimini almasının Yunanistan
hükümetinin taleplerin tümünü karşılaşmasına bağlı olduğunu söyledi. Alman
Bakan Troyka’nın Yunanistan ile ilgili bugün tam bir rapor sunmasının olası
olmadığını ve Avro Bölgesi’nin zaman baskısı altında karar almasının söz konusu
olmadığını ifade etti.
FİLELEFTEROS gazetesinin de bugünkü ana
haberi “Troyka çıtayı yükseltiyor” başlığı altında Troyka ile devam eden
müzakereler. Gazeteye göre, Kıbrıs hükümeti çetin müzakereler için sipere
girmişken, Troyka da her geçen gün daha talepkâr oluyor ve müzakerelerde çıtayı
yükseltiyor. Troyka’nın talepleri daha da olumsuz yönde yenilenmiş durumda ve
telekonferans ile gerçekleştirilen müzakerelere göre şimdi daha fazla kesinti yapılmasını
istiyorlar. Müzakerelere dâhil olan çevreler Troyka’nın hayat pahalığı ödeneği,
emeklilik sistemi, ikramiyelerin vergilendirilmesi ve yarıkamusal iktisadi
kuruluşlar hakkında ileri sürdüğü talepler karşısında endişelerini dile
getiriyorlar. Bu süreçte özellikle Uluslararası Para Fonu’nun sert bir tavır
takındığı ifade ediliyor. Fon Kıbrıs’ın borçlarının sürdürülebilir olmaktan
çıkmasına ilişkin senaryoları masaya koyuyor ve bankaların
sermayelendirilmeleri ile ilgili olarak 12 milyar avroyu aşacak bir paraya
ihtiyaç duyulacağı görüşünde ısrar ediyor. Bankaların yeniden
sermayelendirilmeleri konusunun Ocak ayında ele alınması bekleniyor.
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
2008 sonrası Kıbrıs toplumunda ideolojik tavırlarda
bir değişim yaşanıyor. Yapılan bir kamuoyu araştırma sonuçlarına göre,
kendisini solcu olarak niteleyenlerin oranında bir düşüş var. Cumhurbaşkanı
Hristofyas’ın 2008 yılında seçimleri kazanmasından bugüne kendisini solda
görenlerin sayısının düşmesinde iktidar olmanın yol açtığı yıpranmanın ve yaşanan
krizin etkilerinin rol oynadığı görülüyor. 2008 Kasımında kendisini solda
görenler %22, merkez solda görenler de %12 oranındaydı. Aynı dönemde
kendilerinin merkez olarak niteleyenler %28, merkez sağ olarak niteleyenler %
18 ve sağ olarak niteleyenler de %15 oranındaydı. İdeolojik olarak kendisini nerede
gördüğü sorusuna %5’lik bir kesim ise yanıt vermemişti. 2012 Ekiminde ise
araştırmaya katılanların ancak %13’ü kendisini solcu olarak niteledi. Kendisini
merkez solda niteleyenler %11, merkezde niteleyenler %27, merkez sağda niteleyenler
%23, sağda niteleyenler ise %17 oranında. Kendisini solcu olarak görenlerin
oranı 2008 Kasımından itibaren aşamalı bir şekilde azalırken, 2011 Martında bir
yükseliş gösterdi. Bu süreçte sağcıların oranında da ciddi bir değişim
görülmedi. En büyük artış kendilerini merkez sağ olarak niteleyenlerin oranında
görüldü. Bu arada AKEL seçmeninin %47,33’ü kendisini sol, %25,12’i merkez sol,
%20,6’sı merkez, %2,6’sı merkez sağ ve %0,4’ü da sağ olarak görüyor. DİSİ
seçmeninin ise %38,2’si sağ, %44,3’ü kendisini merkez sağ, %14,9’u merkezde
görüyor. DİKO seçmeninin %44,5’i de kendisini merkezde görüyor. Kamu çalışanları
kendilerini ağırlıklı olarak merkez sağda görüyor. Kendisini solda görenler arasında
oran olarak en çok öğrenciler, askerler ve ev kadınları bulunuyor.
ALİTYA gazetesinin bugünkü ana
haberi bankalarla ilgili araştırmalar. Gazeteye göre, bankalarda neler olduğu
hakkında gerçekleştirilmekte olan iki araştırmada gecikmeler yaşanıyor. Bu araştırmaların
ne zaman tamamlanacağına ilişkin hiçbir kimsenin bir bilgisi yok. Merkez
Bankası Başkanı’nın bu gecikmenin nedenleriyle ilgili yanıt vermesi gerekiyor. Bunun
yanı sıra 18 milyon avro karşılığında bu araştırmayı yapmayı üstlenen Pimco şirketinin
yanı sıra bu araştırmayı yapma talebinde bulunan başka şirketlerin olup olmadığı
sorusu da yanıt bekliyor.
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
DİSİ Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Nikos
Anastasiadis vatanın satılmasına sessiz bir biçimde onay vermeyeceği taahhüdünde
bulundu. Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne katılımını ilkeler ve değerler temelinde
kullanacağını da ifade etti.
Kıbrıs’ta medeni nikâh her geçen gün daha fazla zemin
kazanıyor. 1990’lı yıllarla medeni nikâh yapmayı tercih eden çiftlerin sayısı
çok azdı. O dönemde belediyelerde medeni nikâh ile evlenme yolunu seçenler
ağırlıklı olarak farklı dinlere sahip olanlardı. Ancak bu tablo son yıllarda
değişmeye başladı. Kıbrıslılar da medeni nikâhı tercih etmeye başladılar. Bunun
temel nedeni medeni nikâhın daha hızlı bir biçimde olması ve giderlerin de daha
az olması. Konut kredisi almayı ya da göçmenlere verilen arsalar için derhal
başvuruda bulunmayı isteyenler medeni nikâh yolunu seçiyor.
HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana
haberi Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas’ın Troyka ile müzakerelere ilişkin
ifade ettiği görüşler. Gazeteye göre, Cumhurbaşkanı Dimitris Hristofyas Troyka
ile müzakerelerin zor olduğunu ve ileri sürdükleri koşulların kabulünün çok zor
olduğunu söyledi. Troyka’nın masaya koyduğu koşulları tartıştıklarını ifade eden
Cumhurbaşkanı “bunları kabul etmemiz zor” dedi.
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
Cumhurbaşkanı adayı Stavros Malas AKEL’in Londra’da
düzenlediği bir etkinlikte konuşurken zamanın Kıbrıs’ın yeniden birleşmesine
karşı işlediğini söyledi. Bu birleşme gerçekleşmeksizin 10–15 yıllık bir
sürenin daha geçmesi durumunda Birleşik Kıbrıs’ın gerçekleşemeyen bir rüya
olarak kalacağını vurguladı. Malas önümüzdeki Şubat ayında Cumhurbaşkanlığı
görevine seçilecek kişinin hem Kıbrıs sorunu, hem de ülkenin ekonomik gelişimi
açısından belirleyici bir rol oynayacağına dikkat çekti. Bu seçimlerde
Kıbrıs’ın ilerici hareketinin geleceğinin belirleneceği görüşünü de savundu.
Aynı etkinlikte konuşan AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Troyka ile
müzakereler üzerinde durdu ve Troyka’nın birçok ülkede uygulanan reçetelerinin
krizde çıkış yolunu açmamasının yanı sıra, durgunluğu daha da derinleştirdiğine
işaret etti. Londra’daki bu etkinliğe Kıbrıslıtürklerin katılımını da vurgulayan
Andros Kiprianu “Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızla ortak mücadelemiz işgali
sonlandıracağımız, vatanımızı yeniden birleştireceğimiz ve geçmişin mutlu
günlerindeki gibi mutluluk içerisinde yaşayacağımız güne kadar devam edecektir”
dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Stavros Malas’ın Basın Sözcü Vekili
Valentinos Polikarpu Kıbrıs telekomünikasyon kurumunun özelleştirmesi konusunda
Yorgos Lilikas ile Nikos Anastasiadis’in ortaya koydukları yaklaşımların
ekonomi açısından ve bu kurumda çalışan onlarca kişi için tehlikeler içerdiğini
söyledi. Anastasiadis’in belli koşullar altında kâr getiren yarıkamusal
iktisadi teşekküllerin satılmasından yana olduğunu ifade ettiğine işaret etti
ve DİSİ Başkanı’nın tüm uğraşılarına rağmen eski pozisyonlarından
kurtulamadığını vurguladı.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου