
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Mun Suriye’nin
durumu ile ilgili olarak gelecek hafta Türkiye’ye gidecek. BM Genel
Sekreteri’nin Türkiye’de ele alacağı diğer konular arasında Kıbrıs sorunu da bulunuyor.
Türk yetkililerin Genel Sekreter’e Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’deki
doğal gaz arama çalışmalarını da gündeme getirmeleri ve Birleşmiş Milletler’den
bu sürece ilişkin suskun kalmamasını istemeleri bekleniyor.
Kıbrıslılar kanser, zatürre ve AİDS hastalığı sonrası
en çok alzhaymer hastalığından korkuyorlar. Lefkoşa Üniversitesi Sosyal
Araştırmalar Bölümü’nün yaptığı bir çalışma bu sonucu ortaya çıkardı. 729 kişinin
katılımıyla gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, %90,8’i alzhaymer
hastalığını biliyor. Kadınlar ve orta yaş üstündekiler arasında bu oran daha da
yüksek. Hastalıkla ilgili bilgi kaynakları %59,4 oranında televizyon ve %45,1 oranında
da dost çevreleri. Araştırmaya katılanların %54,7’si haftada bir iki kez bu
hastalığa atıfta bulunduklarını belirtti. Bu konu özellikle yüksek öğrenim görmüş
olan kadınlar arasında daha sık konuşuluyor. Araştırmada yer alanların yarıdan fazlası
bu hastalıkla ilgili endişe duyuyor. Bu arada %58,5’lik bir kesim Alzhaymerli Hastalara
Destek Merkezi’nin varlığından habersiz. %79,14’ü bu hastalığın semptomlarını
biliyor ve %48,8’i bu hastalığın tedavisi olmadığına inanıyor. %25’lik bir kesim
de ailesinde alzhaymer olan bir kişi ile evlenmenin kendileri için sorun
olabileceğini belirtiyor. Bu arada yaşam süresi uzadıkça ve yaşlıların sayısı
arttıkça alzhaymer vakaları da çoğalıyor. 65 yaş üstündekilerin %5’inin bu
hastalığa yakalanmış oldukları görülüyor.
POLİTİS gazetesinin bugünkü ana
haberi “Kıbrıs Bankası dayanıyor, Laiki yaşam mücadelesi veriyor” başlığı
altında Kıbrıs bankalarının durumu. Gazeteye göre, 2012’nin Ocak-Eylül dönemine
ilişkin banka verileri Kıbrıs Bankası’nın devletleştirilmeden kaçma olanağına
sahip olduğunu gösterdi. Bu bankanın bu dönem içindeki açığı 729 milyon avro ve
bu rakam yönetilebilir olarak görülüyor. Laiki Bankası’nın ise 1,5 milyar avro daha
sermaye ihtiyacı var. Bu bankanın zararı 1,7 milyara ulaşmış durumda.
Bankaların durumu ile ilgili kesin sonuçlar PİMCO şirketinin araştırmalarını
tamamlaması sonrası ortaya çıkacak.
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
Maaş kesintileri kapıya dayandı. Hükümet bazı
sendikaların beklediklerinden daha önce maaş kesintilerini uygulamaya sokacak. Aralık
ayı maaşları ile 13. maaşların bu uygulamadan etkilenmesi bekleniyor. Aslında hükümet
bu uygulamayı Kasım ayında başlatmak eğilimi içerisindeydi. Sendikaların beklentisi
ise bu uygulamanın 2013 yılında başlaması yönündeydi. Bu arada Hükümet Sözcüsü
Stefanos Stefanu bu konuda Filelefteros’un dünkü haberini doğruladı ve Aralık
ayı maaşları ile 13. maaşlardan kesintiye gidileceğini söyledi. Siyasi partilerin
ve sosyal ortakların bu durumu bildiklerine de dikkat çekti. Buna karşı dün
yaptığı açıklamada SEK, geçen Cuma günü ilgili bakanlarla yaptıkları görüşmede
bu uygulamanın 1 Ocak 2013 tarihinde başlayacağı yönünde bir izlenim edindiklerini
belirtti. Bu konudaki gelişmelerin gelecek hafta içerinde netleşmesi
bekleniyor. Hükümet bu konuyla ilgili bir yasa tasarısını Meclis’e sunacak.
Maaş kesintilerinin yanı sıra Troyka ile mutabakata varılan bir dizi başka
önlemin uygulanmaya girmesi için de yasa tasarısı hazırlayacak. Bu uygulamayla
2013 yılında bütçe açıklarının, Gayri Safi Hâsıla’nın %5,2’si ile sınırlanması
ve Uluslararası Para Fonu, Avrupa Birliği ve Avrupa Merkez Bankası’ndan gelecek
olan yardım alınana kadar bir rahatlamanın sağlanması hedefleniyor.

HARAVGİ gazetesinin bugünkü ana
haberi “Orfanidis’in denetimi 10 milyar zarar bıraktı” başlığı altında.
Gazeteye göre, Orfanidis’in Merkez Bankası Başkanı olduğu dönemde bankaların
faaliyetlerine ilişkin olarak şimdi yapılan denetim sonucunda zararın 10 milyar
avroya ulaştığı tespit edildi. AKEL Basın Sözcüsü Yorgos Lukaidis dün konuyla
ilgili olarak yaptığı açıklamada bunun ülke ekonomisi ve çalışanlar üzerinde
yıkıcı etkisi olduğunu söyledi. Lukaidis çalışanlardan sıkı tasarruf önlemlerinin
talep edildiği bir dönemde Orfanidis’in sıfır ya da %1 faizle bugüne kadar kamuoyuna
açıklanmayan miktarda bir krediyi neden ve nasıl alabildiği sorusunu da sordu.
Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu da yaptığı bir açıklamada Orfanidis’in bazı
açıklamalarını sorumluluklarından kurtulma amacıyla yaptığına dikkat çekti. Bankaların
karşı karşıya oldukları sorunların büyüklüğü nedeniyle Kıbrıs ekonomisi açısından
var olan risklere uluslararası derecelendirme kuruluşlarının dikkat çektikleri
bir anda, Kıbrıs bankalarının Yunanistan’a ve diğer bazı ülkelere yönelik yatırımlarındaki
büyümeleri Orfanidis’in nasıl izah edebileceği sorusunu sordu. Bankaların değerli
kâğıtları piyasaya sürüp yurttaşları yanıltmaları hakkında da Orfanidis’ten
açıklama beklediklerini ifade etti. Diğer yabancı bankalar Yunan devlet tahvillerini
ellerinden çıkarırken bunların yüklenilmesinin ve 2011’in Mart ayında Marfin
Egnatia’nın Laiki Bankası’nın yan kuruluşu olmaktan çıkarılıp bu bankanın şubesi
haline dönüştürülmesini nasıl kabul ettiğini ve bunun sonucunda bankanın, bugün
Kıbrıslı vergi mükelleflerinin karşılama durumunda kaldıkları 4,5 milyar avro kayba
uğramasının izahını yapmasını istedi.
Gazetenin
diğer haberlerinden bazıları
AKEL ile CTP Mağusa ilçe örgütleri dün akşam
Frenaros’ta iki toplumlu kültürel bir etkinlik düzenlediler. Etkinliği selamlayan
AKEL Genel Sekreteri Andros Kipranu sağ ve aşırı sağ kesimlerin, bugün
görüşmelerin kesilmiş olduğu koşullarda sürekli bir şekilde taksimci tezleri
öne çıkardıklarını söyledi. “Bazılarının ‘gevşek federasyon’ önerisi bundan
başka nedir? Dönem, dönem gündeme getirilen “barikatların kapatılması” talebi
bundan başka nedir? Ya da “taksimi telaffuz etmek bizi korkutmamalıdır”
şeklindeki uç söylemler bundan başka nedir?” sorularını sordu. AKEL olarak, bu
çevrelerin istediğini yapmayacaklarını belirten Kiprianu “Birleşmiş Milletler
çerçevesinde Kıbrıs sorununun barışçıl çözümünde tutarlı bir şekilde ısrar
etmeye devam edeceğiz. BM Güvenlik Konseyi kararlarında ve iki toplumun
liderleri arasındaki Üst Düzey Antlaşmaları’nda belirtildiği şekilde siyasi
eşitlikli iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünde ısrar edeceğiz” dedi.
AKEL Genel Sekreteri konuşmasının devamında Kıbrıs’ın taksimine karşı tek
seçeneğin ülkeyi, halkı, kurumları ve ekonomiyi birleştirecek olan bir çözüm
olduğunu vurguladı ve “Kıbrıs devletinin tek egemenliğini, tek uluslararası
kimliğini ve tek vatandaşlığını güvence altına alacak ve Kıbrıs’ı yeniden
birleştirecek çözümde ısrar edeceğiz” diye ekledi.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου