5/1/13

EDON’un 17. Kıbrıs Kongresi’ne yönelik tezlerinden bölümler: Kıbrıs’taki sosyo-ekonomik koşullar


“Özgürlük, eğitim, iş için mücadelelerimizi güçlendiriyoruz” belgisi altında
4, 5 ve 6 Ocak 2013 tarihlerinde Lefkoşa’da yapılacak olan
EDON’un 17. Kıbrıs Kongresi’ne yönelik tezlerinden bölümler:

BÖLÜM VII

(b) Kıbrıs’taki sosyo-ekonomik koşullar

Kıbrıs gençliğinin içinde yaşadığı ve faaliyetlerini geliştirdiği siyasi ve sosyal ortam, ülkemizdeki kapitalist sistemin bugünkü gelişim düzeyinin ve emperyalist "Yeni Dünya Düzeni" ile küresel krizin yaşandığı bu dönemde şekillenen uluslararası ortamın yol açtığı olumsuz olgulardan etkilenmektedir.

Ayrıca mevcut sosyo-ekonomik ortam Avrupa Birliği'nde hâkim olan neoliberal politikalar ve genel muhafazakâr-gerici yapılanmadan da etkilenmektedir.

Sonuç olarak Kıbrıs toplumu, kendine has özelliklerine rağmen, gelişmiş kapitalist ülkelerin toplumlarından önemli farklılıklar arz etmemektedir.

Diğer Avrupa toplumları ile karşılaştırıldığında koşulları olumlu yönde etkileyen öğe, yurdumuzdaki siyasi güçlerin arasında öncü rolü olan emekçilerin partisi AKEL’dir. Buna paralel olarak, partinin uzun yıllardır izlediği doğru politikaların ve taktiklerin sonucu, Kıbrıs açısından tarihi bir öneme sahip olan Yoldaş Dimitris Hristofyas'ın 2008 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesidir.

Son 5 yılda var olan tüm ekonomik zorluklara ve ağır koşullara rağmen nüfusun ekonomik olarak güçlük çeken kesimlerine daha önceki hükümetlere nazaran çok daha büyük hizmet ve destekler sunuldu.  Gençliğin rolünün güçlendirilmesi, çalışma ortamının iyileştirilmesi, eğitim reformunun uygulanması, konut sorununa çözümler üretilmesi, kamuda hakkaniyet ilkesinin yaşama geçirilmesi, askerliğini yapmakta olan gençlerin sorunlarının ele alınması, üniversite öğrencilerine yapılan yardımın güçlendirilmesi, gençlerin boş vakitlerini yaratıcı bir biçimde değerlendirmesi, uyuşturucu maddelere karşı mücadele edilmesi, gençler tarafından yasaların çiğnemesine karşı mücadele, çevrenin korunması, yerel yönetimler ve bu belgenin başka bölümlerinde detaylı olarak incelenecek olan diğer birçok konuda siyasi kararlar ve önlemler alındı.

Bu hükümetin sosyopolitik meselelere farklı yaklaşımı her alanda görülmektedir. Kamu yararına olan hizmetleri özel sermayeye satmaya çalışan neoliberal yaklaşımları reddederek, hükümet sosyal devleti korumaya ve güçlendirmeye çalışmaktadır..

Ancak küresel krizden küçük Kıbrıs ekonomisi de etkilendi. Krizin sonuçları 2009 yılında hissedilmeye başlandı. Yoldaş Dimitris Hristofyas’ın hükümeti, Kıbrıs açısından var olan zor koşullara rağmen, ekonominin canlandırılması ve krizin olumsuz sonuçları ile mücadele yönünde somut önlemler aldı.

Hükümet, kriz henüz ilk aşamada iken, inşaat, turizm, istihdam ve finans sektörlerine yönelik ekonomik destek paketlerini hazırladı ve uyguladı.

Hükümet, krizin bedelinin çalışanların sırtına yüklenmesinden yana değildir. Hükümetin anlayışına göre, krizin bedelini ekonomik güce sahip olan skimler üstlenmelidir. Bugün, ekonomi açısından bu zor dönemde, ülke yönetiminde neoliberal ve muhafazakâr bir hükümetin yerine, halktan yana ilerici bir hükümetin bulunmasının ne derece büyük önem taşıdığı net olarak görülmektedir.

Aynı esnada hükümetin yaptıklarının aksine, muhalefet partileri ve özellikle sermayenin önde gelen partisi DİSİ halk aleyhine bir dizi önlemi Meclis aracılığıyla ileri sürmekteydi. Ayrıca bu partiler hükümetin hazırlayıp Meclis’e gönderdiği ve servet sahibi kesimleri hedef alan yasa tasarılarına da karşı oy kullandılar.

Hükümetin tüm girişimlerine rağmen, bazı bankaların idarelerinin yanlış tutumları ve zamanın Merkez Bankası Başkanı tarafından Merkez Bankası’nın denetimci rolünün yanlış ve eksik uygulanması sonucunda, Kıbrıs Avrupa Destek Mekanizması'na başvurmak zorunda kaldı ve Troyka Kıbrıs'a geldi.

Troyka'nın Kıbrıs'a gelişi olumsuz bir gelişmedir ve özellikle dar gelirlilerin, orta sınıfın ve gençlerin ciddi sorunlarla karşı karşıya kalması tehlikesini içermektedir. Troyka'nın önerdiği önlemler, uygulandıkları takdirde, işsizlik sorununu arttıracak, Kıbrıs ekonomisinin ve toplumun bütünlüğü açısından da tehlikeler ortaya çıkacaktır.

Sol, öncü EDON ile beraber, Avrupa'daki diğer halkları yerle bir eden halk karşıtı ve işçi düşmanı önlemleri yaşama geçirilmesini engellemek sürekli direniş içinde bulunmak durumundadır. Devletin servetinin satılmasını ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ulusal egemenliğinin başkalarına devredilmesini kabul etmiyoruz. Tam aksine, bizi kamu maliyesini düze çıkaracak kalkınma ve toplumsal bütünlükten yana adımların atılmasını talep ediyoruz. Birikmiş sermaye ve onun temsilcileri lehine değil; gençlerin, çalışanların çıkarları lehine adımların atılmasını talep ediyoruz. Avrupa Birliği ülkelerinde kriz ile başa çıkabilmek için uygulanan sert kemer sıkma politikalarının sorunların çözümünde yetersiz oldukları, hatta sorunları daha da arttırdıkları kanıtlanmıştır Kemer sıkma politikalarıyla sosyal devlet adım adım yok edilmekte ve ekonomik kalkınma değil, durgunluk yaşanmaktadır.

Küresel ekonomik krizin etkilerinin Kıbrıs'ta da yaşanması ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Avrupa Destek Mekanizması'na başvurması sonrası ortaya çıkan koşullar gençlerin örgütlemesi hedefiyle EDON'un ortaya koyduğu çabaları daha da zorlaştırmaktadır.

Genç nesillerin yaşamını ve bilincini olumsuz yönde etkileyen Kıbrıs toplumunun temel karakteristik özellikleri şunlardır:

•İşsizlik ve genç nesilde geleceğe dair güvensizlik artmaktadır.

•Gençler çok erken yaşlarda dengesiz, yıkıcı ve insanlık dışı rekabetin içerinse girmektedir.

•En yüksek değer olarak para gösterilmekte ve yüceltilmektedir.

•Hayatta, eğitim ve çalışma yaşamında fırsat eşitliğinin olmaması gençliğin bir bölümünü sosyal çıkmazlara, sosyal dışlanmaya, marjinalleşmeye ve yasaları ihlal edici hareketlere itmeye devam etmektedir.

•Yabancılaşma ve iletişim eksikliğinin yaşamın her alanına yayılarak, yabancılaşma olgusunu güçlendirmektedir.

•Günümüz toplumu gençleri bireyselciliğe, duyarsızlığa, boyun eğmeye, günümüzün gerçek sorunlarına sırt çevirmeye itmekte ve gençlerin daha iyi bir gelecek talebiyle mücadele etme isteğini sabote etmektedir.

•Başta medyanın çoğunluğu ve toplumun diğer kurumları kurulu düzenin "değerlerine" ve ideolojisine uygun bir biçimde bilinçlerin şekillenmesinde kendi olumsuz rollerini oynamaktadırlar.

Sonuç olarak, çağdaş sosyal gerçekliğin olumlu ve olumsuz verilerini doğru ve objektif olarak değerlendirerek, gençliğin haklarının savunulması için EDON'un faaliyetlerini daha da yoğunlaştırmaya devam etmesi gerekmektedir.

Δεν υπάρχουν σχόλια:

Δημοσίευση σχολίου