22. 12. 2012
Sevgili yoldaşlar,
Kıbrıslıtürk genç kardeşlerim,
Kurultayınıza yoldaşlık, kardeşlik ve mücadele selamlarımızı getiriyorum.
Çözüm ile ülkemizin ve halkımızın yeniden birleşmesi için gençliğin
mücadelesinin önemini özellikle vurgulamak istiyorum.
EDON olarak, Kıbrıstürk toplumuyla her zaman beraber ilerledik. Kıbrıs
halkının bütünü için siyasal, sosyal ve sınıfsal mücadeleleri birlikte verdik.
Buna bugün de devam ediyoruz. Barış yıllarında şehirlerde, köylerde, inşaat
işçilerinin grevlerinde doğan kardeşliğin gelişmesi için, 1948’de maden
ocaklarında çelikleşen Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak mücadelesinin
hak ettiği sonuca ulaşması için bugün de mücadeleye devam ediyoruz. Özgür bir
Kıbrıs’a ve ideolojilerine inançlarının bedelini canlarıyla ödeyen
yoldaşlarımızın kanlarıyla suladıkları bu mücadeleye devam ediyoruz. Özgür,
bağımsız, egemen, federal ve askersizleştirilmiş bir Kıbrıs için, bütün
evlatlarını kucaklayan bir Kıbrıs ana için bu mücadeleye devam ediyoruz.
Hedefimiz ortak, net ve tüm fedakârlıklara
değer. Hedefimiz, işgali sonlandıracak, ülkemizi ve halkımızı yeniden
birleştirecek adil bir çözüme ulaşmaktır. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini,
bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve birliğini sağlayacak iki bölgeli iki
toplumlu federasyon çözümüdür. Yabancı güçlerin ülkemize askeri müdahalede
bulunmalarına izin vermeyecek bir çözümdür.
Emperyalizmin
faaliyetlerinin, “böl ve yönet” politikasının trajik sonuçlarını Kıbrıslırumlar
ve Kıbrıslıtürkler, tüm Kıbrıs halkı olarak, maalesef bugüne kadar yaşadık ve
yaşıyoruz. Emperyalizm bölgemizde kendi jeostratejik çıkarlarına hizmet etmek
için milliyetçiliği ve şovenizmi kullanmıştır. Kıbrıs aleyhine işlenen bu
komplolara maalesef hem Türkiye, hem de Yunanistan bilinen NATO’cu programlar
içerisinde katılmışlardır.
Biz, barış ve yeniden
birleşmenin yolunu göstermekten bir an bile geri durmadık. Biz, “Kıbrıslıtürkler
düşmanımız değil, kardeşlerimizdir” diye haykırmaktan asla vazgeçmedik. EDON ve
Cumhuriyetçi Türk Partisi Gençliği olarak, Kıbrıs halkının düşmanının
milliyetçilik olduğunu çok iyi biliyoruz. Emperyalizm halkımızın geleceğini
belirlemek istediğinde ülkemizi içten fethetmek için milliyetçilik maskesini
taktı. Kıbrıs’ın bağımsızlığı ve adamızda barışın egemen olması için mücadele
eden iki toplumun gerçek yurtsever ilerici güçleri emperyalizme karşı uzlaşmaz
bir direniş ortaya koydular. Bize göre, Kıbrıs toprakları Kıbrıs’ın tüm
evlatlarına, tüm Kıbrıslılara aittir.
Adada iki
devletin yaratılmasına karşı olduğumuzu net bir biçimde ifade ediyoruz. Kıbrıs
sorununun çözümü olarak Taksim’i, bugün olduğumuz gibi kalmamızı ileri süren
önerileri ve tezleri ne yazık ki bugün bazı Cumhurbaşkanı adaylarından duymak
bizi öfkelendirmektedir. Yani onlar o tarafta, biz bu tarafta demek ne
demektir? Federasyona karşı çıkmak ne demektir? Onlar neyi hedefliyorlar?
Kıbrıslıtürklerin Türkiye’ye bağımlı olmaya, Kıbrıslırumların belirsizlik
içerisinde yaşamaya devam etmesini mi arzuluyorlar? Bunu mu istiyorlar? Genç
nesiller olarak biz, onların istediğini yapmayacağız.
Yabancı askeri
güçlerin olmayacağı, Kıbrıslıların ülkelerinin gerçek efendileri olacakları yeniden
birleşmiş bir Kıbrıs’ta işçi ve gençlik hareketi olarak, etnik kökenlerinden
bağımsız, Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk tüm emekçilerin daha fazla sosyal adalet,
daha iyi yaşam ve çalışma koşullarına sahip olmalarını daha sonuç alıcı bir
biçimde talep edebileceğiz. Hep birlikte hem kendi, hem de çocuklarımızın
geleceğini inşa etmek için çalışalım.
Bu gerçekçi ve
gerçekleştirilebilecek bir vizyondur. Ancak bunu yaşama geçirebilmemiz için çok
çalışmalıyız. Durmaksızın ısrarla mücadele etmeliyiz. Daha kaliteli bir yaşam
için, daha iyi bir gelecek için mücadele etmeliyiz. Çözüm ve yeniden birleşme
için, ülkemizde barış ve ilerleme için mücadele etmeliyiz.
Kıbrıslıtürk
yurttaşlarımızın sağlık hizmetlerine ulaşmasını ortadan kaldırmayı hedefleyen
DİSİ ve DİKO liderlerinin ve Cumhurbaşkanı adayı Nikos Anastasiyadis’in yasa
teklifini Kurultay’ınızın bu kürsüsünden en güçlü bir biçimde mahkûm ediyoruz.
Bu teklif, eski dönemleri hatırlatan kabul edilemez bir tekliftir. Bu öneri
kin, nifak, ırkçılık tohumlarının saçıldığı, Kıbrıslıtürklerin aşağılandığı
dönemleri hatırlatan bir öneridir. Bu faşizm değilse nedir? Bu popülist
önerinin temel hedefi halkı manipüle ederek, seçimlerde oy kazanmaktır. Emekçi
kesimler aleyhine sert kemer çıkma politikalarını, neoliberal politikalarını
halktan saklamaktır. Bu teklifin onaylanmaması için biz, örgüt olarak tüm
gücümüzle direneceğiz. Milliyetçiliğe ve fanatizme geçit vermemek için mücadele
edeceğiz. Siz Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızı ikinci, üçüncü sınıf yurttaşlar
haline getirmeye yönelik her teşebbüse karşı geçmişte olduğu gibi bugün de
direneceğiz.
1964 Temmuzunda
Derviş Ali Kavazoğlu’nun Dali’de Kıbrıslıtürk yurttaşlarına seslenirken ifade
ettiği şu sözler bugün, 2012’de de bizim mücadelemize yön vermeye devam ediyor:
“Yurttaş, ayağa kalk… Evine, işine, köyüne, tarlana,
doğduğun yere dön… Yıkıma son ver. Tarihsel görevin seni bekliyor’ Harekete
geç… Ama bugün. Çünkü yarın çok geç olabilir. Bu yıkım artık durmalıdır. Sağ
olun, var olun! Yaşasın Barış! Yaşasın Dostluk”
Bugün de
görevimiz budur. Çözüm ve yeniden birleşme için Kıbrıs halkının birliğini
çelikleştirelim. Halkımıza sadece felaket ve acı getiren milliyetçi demagojinin
gerçek yüzünü açığa çıkarmak için sesimizi birleştirelim ve güçlendirelim.
Kıbrıs’ın sadece Kıbrıs halkına ait olduğu mesajını her yere güçlü bir şekilde
gönderelim.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου