Uluslararası Detant
ve Barış için Yunan Komitesi, Türkiye Barış Derneği ve Kıbrıs Barış
Konseyi’nden Suriye ile ilgili ortak açıklama
Türkiye, Kıbrıs ve Yunanistan’ın anti-emperyalist
barış hareketleri seslerini birleştiriyor ve emperyalistlerin bölgede başka bir
yağma savaşı için yürüttüğü son hazırlıkları şiddetle kınıyor. Demokrasiyi
geliştirmek sloganı altında iki yıldır organize bir şekilde uygulanan ve
bölgeyi kana bulayan, şimdi de kardeş Suriye halkına benzeri görülmemiş
katliamı provoke eden planları bir kez daha şiddetle kınıyoruz.
Özellikle şunun altını çizmek isteriz ki Suriye ile
ilgili bu dramatik gelişmelerin temel nedeni, emperyalistlerin, özellikle ABD
ve NATO’nun, ‘Yeni Orta Doğu’ planlarına paralel bir değişimi dayatmak
istemesidir. Bu kanlı savaş oyununda, ABD dışında, Türkiye, örgüt olarak NATO,
çeşitli gerici Körfez monarşileri ve AB tarafından önemli roller oynanmaktadır.
Hepsi yağmadan pay alma derdindedir.
Dünya Barış Konseyi ve barış hareketlerimiz uzun
bir süredir, Türkiye Hükümeti’nin ülkeyi bir sıçrama tahtası olarak
kullandırtması, silahlı çetelerin gizlice Suriye’ye sokulması konusundaki aktif
rolü ve NATO’ya ait Patriot Füzeleri’nin Türkiye-Suriye sınırına yakın yerlere
konuşlandırılması ile tırmandırdığı gerginliği deşifre ediyor, halklarımızı bu
konuda uyarıyordu. Bugünlerde lojistik destek, Yunanistan ve Kıbrıs’taki
yabancı üsler aracılığı ile hızlandırılmış durumda. Bu yöntemle, bu ülkeler
emperyalistlerin kanlı planlarına ortak edilmeye çalışılmaktadır.
Suriye, emperyalistler ve işbirlikçileri için
merkezi referans noktasını temsil etmektedir. Suriye'nin olası işgali ve
sonrasında başka bir kukla devletin kurulması, hayli önemli stratejik enerji
yollarının kontrolü ve zengin kaynaklara sahip olan İran’ın şu an Suriye rejimini
yıkmaya çalışan güçler tarafından kuşatılması ile ilgilidir.
Hedeflerine ulaşmak için, yeni bir emperyalist
savaşa giden yolda son bir adım attılar. Savaş için öne sürdükleri bahane
Irak’tan ve diğer yerlerden tanıdık geliyor. Taktik her zamanki gibi kirli –
rejimin kitle imhası için kimyasal silah kullandığı iddia ediliyor. Bu iddia
doğrulanamadı, tıpkı daha önceki iddialar gibi… Fakat eski Lahey başsavcısı ve
şimdi BM Araştırma Komisyonu üyesi olan Carla del Ponte’nin bile Mayıs 2013’te
açıkladığı gibi ‘Muhalif’ güçler kimyasal silah kullandı.
Bu gelişmenin zamanlamasına daha fazla vurgu
yapmalıyız. Suriye’ye yönelik saldırı kampanyasının son birkaç günde hız
kazanması tesadüf değildir. Radikal İslamcı grupların Suriye Ordusu tarafından
üst üste yenilgiye uğratıldığı gerçeği kolaylıkla gözlemlenebilir. Ayrıca
Türkiye’deki Haziran ayaklanması silahlı çeteler için ayrı bir bozgun olmuştur.
Dahası saldırı diyaloğun ve barışın Suriye’deki çatışmayı çözebileceği bir
döneme denk getirilmiştir. Bu saldırının bir amacının da Suriye Hükümeti’nin
Cenevre görüşmelerine katılmasını engellemek olduğu açıktır. NATO’ya ve AB’ye
bağlı tüm hükümetler, bu dakikada, Suriye halkına karşı işlenen ve işlenmesi
planlanan tüm suçlara ortaktır.
Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye’nin barış güçleri,
hükümetlerinin, halkları için yeni trajediler getirecek bu savaşa katılımı
konusunda büyük endişeler taşıdıklarını açıklamaktadırlar. Yunanistan, Türkiye
ve Kıbrıs halklarının büyük çoğunluğu, askeri üsler, hava alanları ve diğer
altyapıları ile ülkelerinin kanlı emperyalist planlara aktif biçimde
katılmasını reddetmektedir.
Halklarımızı bu savaşa karşı durmaya ve hep birlikte haykırmaya
çağırıyoruz:
Komşu bir ülkede yeni bir
emperyalist savaş istemiyoruz!
Kardeş Suriye halkına
karşı işlenen suçlara dâhil olmak istemiyoruz!
Halkları katledenlere
toprak da yok, su da yok!
Tüm askeri üsler
kapatılsın!
Üç Barış
Hareketi olarak mücadelemizi koordine etmek amacıyla,
19-21 Ekim tarihlerinde Girit'in Hanya kentinde, ABD ve NATO'nun Suda Üssü’nün yakınında dördüncüsü gerçekleştirilecek
olan Üçlü Toplantımızı
gerçekleştireceğiz.
Δεν υπάρχουν σχόλια:
Δημοσίευση σχολίου